Sports TV ekranlarında yayınlanan Spor 360 programının konuğu olduk. 16 Nisan Perşembe günü canlı telefon bağlantısı ile konuk olduğumuz programda, Koronavirüs’ün spora olan etkisini konuştuk.
Koray Aldemir’in sunduğu ve konuk olarak katıldığımız Spor 360 programında, koronavirüs salgını sebebiyle değişen alışkanlıklarımızın Google arama sonuçlarına etkisini ele aldık.
Program ilk olarak Koray Aldemir’in Gökhan Bülbül’ün sağlık durumunu sorması ile başladı. Bülbül de sağlık durumunun gayet iyi olduğunu belirterek, salgının başladığı günden bugüne (yaklaşık 1 aydır) evden çalışmaya başladığımızı ifade etti. Beraberinde ise salgının dijital pazarlama harcamalarına etkisi ile sözlerine devam etti.
Koronavirüs’ün dijital harcamalara olan etkisi nasıl oldu?
Koronavirüs salgını birçok alışkanlığımızın değişmesine yol açtı. Değişen bu alışkanlıklarımızın başında ise alışveriş geliyor. Artık geleneksel alışverişten ziyade e-ticaretin öne çıktığını görmekteyiz.
Koray Aldemir: Bazı alışkanlıklarımız değişiyor. Geçtiğimiz günlerde sizin de açıklamış olduğunuz bir rapor vardı: “Dijital harcamaların yıllık oranları” Dilerseniz böyle başlayalım. Ne öngörüyorsunuz? Açıklanan raporun alt metinleri neydi? Nasıl yorumlarsınız?
Gökhan Bülbül: Aslında burada 2019 verilerine dokunduk. Dijital reklam harcamaları dünyada 333 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Avrupa’ya baktığımızda bu rakam 55 milyar euro civarında. Türkiye’de ise 2.9 milyar TL seviyesinde. Tabi bunlar 2019’un verileri. Bu dokümanda 2020 yılı için bazı öngörülerde bulunuldu. Bu doğrultuda 2020 yılının 385 milyar dolar, hatta 2021 yılının da 435 milyar dolar civarında sona ereceği öngörülüyor. Fakat bu noktada, koronavirüs salgını alışkanlıkları çok fazla etkiledi. Bazı hacim ve sektörleri tabiri caizse yerle bir etmiş oldu. Bu nedenle bu öngörülerde birtakım değişiklikler olacağını düşünüyoruz.
Koray Aldemir: Peki spor sektörünün buradaki payı ne kadar? Burada nasıl bir açıklama yapmamız gerekiyor? Çünkü spor sektörü de artık hem dünyada hem de ülkemizde çok ciddi bir paya sahip. Spor sektörünün buradaki hacmini nasıl açıklarız?
Gökhan Bülbül: Spor sektörü her geçen gün büyüyor. Hem Türkiye hem de tüm dünyadaki dijital kanallardaki hacmi çok büyüdü. Sporda e-ticaret hacmine baktığımızda, geçtiğimiz yıl yüzde 3 dolayında bir hacme sahip. Türkiye’de ise 350 milyon dolarlık bir hacimden bahsediyoruz. Türkiye’nin geçen yılki toplam e-ticaret hacmi de 11.5 milyar dolar ile kapanmış oldu. Avrupa’ya baktığımızda ise bu oran daha yüksek ancak Türkiye’deki büyüme ivmesi ve süreci de çok hızlı olduğundan önümüzdeki senelerde daha iyi olacağını düşünüyoruz. Hatta şu andaki verilere baktığımızda, bazı taraflar negatif etkilenmiş olsa dahi spor sektöründe olumlu değişimler söz konusu. Özellikle evden spor yapma alışkanlıkları ile birlikte e-ticaret alışkanlıkları da biraz değişti.
Koray Aldemir: Bu konuyu biraz daha açabilir miyiz? Ne gibi alışkanlıklarımız vardı ve neler değişti? Alışkanlıklarımızın değiştiği görebiliyoruz ancak bunu biraz daha açmanızı isteyeceğim.
Gökhan Bülbül: Biz bunu öncesinde şöyle açıklıyorduk: Online’da başlayıp mağazada biten; mağazada başlayıp Online’da biten bir müşteri alışkanlığından bahsedebiliyorduk. Tabii ki Online’da başlayıp Online’da da bitiyordu ama şu anda mağaza konusu tamamen devreden çıkmış durumda. Hal böyle olunca uçtan uca dijitalleşen bir müşteri alışkanlığı ortaya çıktı. Yani Online’da başlayıp Online’da bitti diyebileceğimiz bir dijital alışlanlık, bir müşteri deneyimi evrilmesi yaşıyoruz. Bu hepimiz için geçerli; benim için, sizin için ve tüm tüketiciler için geçerli. Şu anda tamamen bir dijitalleşme sürecinden bahsediyor olabiliriz.
Koray Aldemir: Gerek Avrupa’da gerekse dünyada koronavirüsün etkisinden kaynaklı spor sektörünün bazı noktalarında kayıplar yaşanıyor. Bu kayıpları nasıl açıklayabiliriz? Bunun ile ilgili bir paylaşımınız var mı? Örneğin İtalya’da yaşananlar gibi.
Gökhan Bülbül: Spor sektöründe İtalya Serie A’da bununla ilgili bir veri var. Hatta bu belirsizlik süreci uzarsa, yaklaşık 650 milyon euroluk bir kayıptan bahsediliyor. Bunun da muhtemelen 450 milyon eoru kadarı medya tarafındaki kayıplardan gelmiş olacak. Yani genel bir kayıptan bahsediyor olabiliriz.
Koray Aldemir: Peki Türkiye’de veya Dünya’da en çok ne aranıyor bu dönemde? Yani e-ticaretin bu kadar geliştiği gözlemliyoruz ama en çok arananlar listesinde ne yer alıyor?
Gökhan Bülbül: Türkiye şu anda “koşu bandı” arıyor. Bununla beraber “Yoga” ve “Pilates” ile ilgili araştırmalar yapılıyor. “Evde Spor”, “Evde Yoga”, “Direnç Bantları”, “Yoga Matı” vb. bu kelimeler de inanılmaz bir şekilde yükseliş gösterdi. ThinkwithGoogle’dan geçen haftanın anahtar kelimelerine baktığımızda; Almanya’da “Evde Egzersiz”, “İngiltere’de “Uyku Meditasyonu”, İtalya’da “Çocuklar için jimnastik” gibi anahtar kelimelerin aratılmış olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise daha çok “Yoga Hareketleri”, “Koşu bandı fiyatları” gibi araştırmalar var. Aslında bu tip aramalar ülke bazında değişkenlik gösteriyor diyebiliriz.
Koray Aldemir: Bu ülkeler arası farklılıklar bize neyi işaret ediyor? Yani İngiltere’nin “Uyku Meditasyonu” araması yapması, biraz daha buna ihtiyacı olduğunu mu gösteriyor? Ya da İtalyanlar çocuklarına daha çok jimnastik mi yaptırmak istiyor? Veya biz evde egzersizlere biraz daha mı önem verdik bu süreçte? Tüm bunlar neyi anlamamızı sağlıyor?
Gökhan Bülbül: Bu noktada kültürel alışkanlıklar devreye giriyor. Biliyorsunuz, biz hamur işini tüketmeyi çok seven bir toplumuz. Şu anda Instagram’ı açtığımızda bile karşımızda kek tarifleri, çörek tarifleri ve börek tarifleri gibi postları görüyoruz. Bunları bir de sindirmek ve yakmak gerekiyor. O sebeple de biz Türk milleti olarak işin biraz daha yediklermizi yakma tarafına odaklanarak “Koşu bandı” araması yapmışız. Yani ‘koşarak bunlardan kurtulabiliriz’ tarafına değinmişiz ki, “koşu bandı fiyatları” ve “kondisyon bisikleti” gibi anahtar kelimelerin arama hacimlerinin çok hızlı arttığını ifade edebiliriz.
Koray Aldemir: Biraz da grafikler üzerinden ilerleyelim. Türkiye’de E-Ticaret Hacmi ve Spor Sektörü grafiğine baktığımızda, sporun buradaki yerinin 347 milyon dolar olduğunu görüyoruz. Ancak hacme baktığımız zaman bu rakam 11.5 milyar dolara kadar çıkıyor. Bu yeterli mi?
Gökhan Bülbül: Tabii ki yetmez ama büyüyor. Özellikle bu dönemde yaşamış olduğumuz koronavirüs vakası ile birlikte dijitalleşmenin kabuğu kırıldı diyebiliriz. Bu da iyi tarafından bakabileceğimiz bir süreç. Tabii ki birçok olumsuzluk söz konusu, birçok sektör bununla ilgili sıkıntı yaşıyor ama e-ticaret, yani dijitalleşmenin önemi bu süreçte daha çok anlaşıldı. Bugün mağazalar olmadan ya da mağazanız varsa da online ticaret yapmadan ayakta kalma şansınız çok düşük. Çünkü nakit akışınızı doğru sergileyemiyorsunuz. Hal böyle olunca tüm ticari faaliyetler durabiliyor. O yüzden işletmeler kanalında dijitalleşmek çok önemli bir noktaya geldi. Bundan ötürü de e-ticaret rakamlarının artacağını öngörüyoruz.
Koray Aldemir: Bir diğer grafikte ise, “Dünya çapında dijital reklam hacmi ne kadar? Türkiye’de ne kadar?” sorusu tekrar karşımıza çıkıyor. İlerleyen süreçlerde e-ticaret hacminin daha da büyüyeceğini ifade ediyorsunuz. Bu konuda işletmelere ya da bizlere bir öneriniz var mı? Ne yapmak gerekiyor? Başka bir grafikte ise “Korona nedeniyle en çok ne aranıyor” diye sormuştuk. “Koşu bandı” ilk sırada; “Pilates”, “Dambıl”, “Evde Yoga” ve “Kilo vermek” gibi kelimeler daha çok aratılmş bu bölümde. Son grafikte ise, “Evde egzersiz ile ilgili dünyadan veriler var mı?” diye bir araştırma vardı. İtalya “çocuklar için jimnastik”, Almanya “evde egzersiz”, İngiltere “uyku meditasyonu” aramaları yapmış. Tüm bu grafikleri nasıl yorumluyorsunuz?
Gökhan Bülbül: Kültürel farklılıklar işin içine girdiğinde süreçler değişiyor. Biz demekki, evde dans etmeyi çok sevmiyoruz ama yoga ve pilates yapmayı seviyoruz. Şunu unutmamak lazım; insanlar internette zaman geçiriyorlar ve dijital kanallarda bu zamanı geçiriyorlar aslında. Dijital kanal ne demek? Google, Facebook, Instagram, Twitter ve LinkedIn diyebiliriz. İşletmelerin de potansiyel müşterileri burada yer alıyor ve araştırma süreçleri henüz sona ermedi. Bu nedenle işletmeler burada varlıklarını sürdürmeye devam etsinler, web sitelerine yatırım yapsınlar. Aynı zamanda işletmeler sosyal medya içeriklerini güncellemeye ve burada sürekli aktif olmaya önem versinler. Dijital kanallarda sürekli var olmak ve bunu devam ettirmek, iletişimin devamlılığı ve işletmenizin ayakta kalması açısından oldukça önemli.